30 Haziran 2010 Çarşamba

schleich oyna&koleksiyon yap- 2010 hayvanları

Canitoma her dışarı çıktığımızda bu hayvanlardan alıyoruz. Bilenlerde hediye getiriyor. Benim Canım tam bir hayvan hastası ve koleksiyoncusu :) kitapçıktan bakıp eksikleri sipariş ediyo beyefendi :) tavsiye ederim ister çocuğunuza ister kendinize koleksiyon yapma amaçlı edinebilrsiniz.Çok güzel aksesuarda olabiliyorlar;)!joker ve d&r larda bulabilirsiniz...mesela ben şirinler serisinden 6 tanesini kavanoz kapaklarıma yapıştırdım.Fotosunu sonra ekliycem.

Sitesine bakmak için bir tık tık

9 Haziran 2010 Çarşamba

buz mavisi oje

AVON Vintage blue

Bu tarz canlı ve sıradışı renklerin her ne kadar ayakta çok daha hoş durduğunu düşünsem de arada ellerimde de görmekten keyif alıyorum. Eşim "bu ne ya beğenmedim" diyecek olsada özgür ruh eylemlerine devam edecektir :)
Bu arada ojenin yapısı gayet güzel sürerken çizgi çizgi olmuyor. Pürüzsüz bir görüntüsü var :)

birkenstocklarım


Bu yazımda bahsettiğim terliklerimi tatile gitmeden önce aldım. Tercihimi kırmızı ve morda gözüm kalsada beyaz rugandan yana kullandım. Kullananların anlattığı gibi 1 hafta terlik mi giydim, çin işgencesimi yaşadım bende anlamadım. Ayağımın altı mı kasılmadı, bacaklarımmı ağrımadı çok fenaydı ama şimdi çok alıştım ve gerçekten de çok rahatmış. Ayağından çıkaramayanları şimdi daha iyi anlıyorum ve tavsiye ediyorum :) mucx

8 Haziran 2010 Salı

peynir sunumu


Kahvaltıda veya rakı sofrasında peynirlerinizi bu şekilde sunabilirsiniz...Küp kesilmiş beyaz peynir, kiraz domates, zeytin ezmesi ve parmesan rendesi

atıştırmalık renkli toplar


İçkili yemek menümde yaptığım ve herkesin görsel ve lezzetsel olarak çok beğendiği patates ve tereyağdan meydana gelen toplarım :)
Üzerlerini susam,nane,dereotu,renkli karabiber,maydanoz ve pulbiber ile süsledim...


HAYAT BİR ÇOCUĞA NASIL ANLATILMALI?

Bu yazı mail yolu ile geldi o kadar sevdim ki paylaşmak istiyorum...

Aylin Kotil, Cumhuriyet Gazetesi
Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin, neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı ama yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anlatmaya başladım:
Annelik uzun zaman alan ve günün yirmi dört saati devam eden adı 'insan yetiştirmek' olan bir iş. Bir kere bilmelisin ki, zaman alacak. Neye zaman harcarsan onun karşılığını alırsın. İşine zaman harcarsan işinden, eşine zaman harcarsan eşinden, çocuğuna zaman ayırırsan da ondan karşılığını alırsın. Yapabiliyorsan gözyaşlarını tutmamasını öğret, acı çekmeden olgunlaşamayacağını... Kıskanmamayı öğret ona, arkadaşının başarısından mutlu olmayı, birlikte sevinçleri paylaşmayı, içinden 'neden ben değil de o?' demeden...
Kazanmaktan mutluluk duyup içine sindirmeyi, ama aynı zamanda kaybetmeyi öğrenmesini. Çünkü bir adım sonrasında görünüşte galip olanları gösterecek hayat ona. Her şeyin bir sonu olduğunu öğret. Sahip olduğu bütün değerlerin bir gün keyif vermeyebileceğini, kazanılan ve harcananın bir sonu olduğunu, gidilen yerlerin zamanla bıkkınlık verebileceğini, her şeyi tüketebileceğini, tüketemeyeceği tek şeyin bilgi olduğunu öğret. Kitaplardan keyif almasını, ders çalışmak istemiyorsa zorlanmamasını, ama okumayı sevmesini öğret ona. Elbet er ya da geç alacaksın biliyorum, ama mümkün olduğunca geç al ona bilgisayarı. Ona kendisi ile kalacağı sakin zamanlar ver, sıkılmayı öğret ona, sıkılıp ta kendini yönlendirmeyi bulmasını.
Doğaya götür onu, hayvanlardan korkmaması gerektiğini öğret. Arıların bizi sokmasından çok, nasıl bal yaptığını anlat. Doğanın kendi içindeki gizemini bulmasına yardımcı ol, yağmurdan sonraki toprak kokusundan keyif almasını sağla. Soğuk kış gecesinde ateş yakmayı öğret, belki büyüdüğünde bir gece sevgilisine ateş yakar ve belki binlerce yıldızın altında birbirlerine sarılırlar, bunu öğretmemiş diğer sevgililerin aksine...
Şartlar çok zor olsa da yalan söylememesi gerektiğini öğret ona. Kazandığı elli milyonun piyangodan çıkan beş yüz milyardan çok daha keyifli olduğunu öğret. Alın terine saygıyı öğret ona.
Aşk acısı çekmenin hiç âşık olmamaktan daha güzel bir duygu olduğunu öğret. Kendi doğruları üzerinden kimsenin onu yargılamasına izin vermemesi gerektiğini öğret, başkalarını da kendi doğruları üzerinden yargılamamayı... Bunun başkalarını dinlememek olduğunu değil, söylenenleri kendi eleğinden geçirmesi gerektiğini öğret. Kendi fikirlerine inanmanın güzelliklerini anlat.
Hayatı sorgulamayı öğret ona... Bilginin en büyük güç olduğunu öğret. Yapabilirse bunu en büyük fiyata satmasını, ama kalbini ve ruhunu kendisine saklaması gerektiğini öğret. Haklı olduğu konuda sonuna kadar diretmesini öğret ve haklıyken dik durmasını.
Günün birinde yaptıkları değil yapmadıkları için pişmanlık duyabileceğini öğret. Basit yaşaması gerektiğini öğret ona, çay içmekten keyif almayı... "İstemiyorum", "hayır" demeyi öğret ona, istediğinde ise "istiyorum" demeyi, Sevdiğinde ise "seni seviyorum" diyebilmeyi öğret ona. Bir kot pantolon ve tişörtle üniversiteyi bitirmeyi öğret ona. Temiz kokmasını...
Sorgusuz sevmeyi... El yazısı ile notlar yazmayı... Lafı dolandırmamayı... Sevdiklerinin hiçbir zaman çantada keklik olmadığını, dostluğa yatırım yapması gerektiğini, kıymetini bilmeyenlerden uzaklaşmasını öğret ona. Müziği sevmesini, sporla barışık yaşamasını, İşlerin hiçbir zaman bitmediğini söyle ona, en yoğun zamanda bile kendine vakit ayırması gerektiğini öğret... Ama en çok da kendini sevmesini öğret... Kendini sevmezse kimsenin onu sevmeyeceğini... Kendine çiçek almazsa kimseden çiçek beklememesi gerektiğini... Kendine özenli yemekler yapıp sofralar kurmazsa kimsenin onun için yemek hazırlamayacağını...
Hayatta her şeyden çok kendisinin önemli olduğunu öğret ona...

6 Haziran 2010 Pazar

çikokaplar

Kahve dünyasında çikolata yemeğe(özellikle şamfıstıklılardan:) ve kahve içmeye bayılıyorum. Evde küçük ikramlar hazırlamak isteyenler bu muhteşem sevimli çikokaplardan kullanabilir. Ortaya çok yaratıcı şeyler çıkacağına eminim :)) Yaptıktan sonra hemen paylaşıcam sizlerle :))

ÇİKOKAPLARI GÖRMEK İÇİN TIK TIK :)