13 Mart 2008 Perşembe

yas





Kız babasına aşıktır .İlk tanıdığı erkek o dur. Baba sevgi doludur o da kızına aşıktır. Kız bir Dakka ayrılmaz babasının yanından. Sanki bilir fazla zaman yok. Doymak ister babasına. Baba kızıyla çok iyi anlaşır. Bir tek anlaşamadıkları şey vardır o da baba rock dinler kızı Türkçe pop:) Baba hayrete düşer benim kızım kıvırcık kuzum bu müzikleri nasıl dinler diye… Kızı kazık kadar olmuştur hala babasının kucağına oturur, koklaşırlar. Baba dakikalarca kızının ellerini sever, öper. Anne gülen gözlerle izler onları hatta özenir. Çünkü o böyle yaşamamıştır babasıyla… Mutlu olur. Baba öper kızını, hergün sarılırlar…Kız her şeyini önce babasına anlatır. Kız babasının neye izin verip vermeyeceğini o kadar iyi bilir ki asla gereksiz şeyler için izin istemez. Genelde de izinleri hep ok. alır. Çünkü kız çok hassastır babadan hayıra tahammülü yoktur. Baba kıza hiç ses yükseltmemiştir. Kız hem saygı duyar hem arkadaşıdır babasının…Baba genç yaşta kanserden kaybettiği anne ve babasını buruk bir sesle ve donuk bakışlarla anlatıp olsalardı ne çok severlerdi seni diye anlatırdı kızına…Baba gezdiği ülkeleri de anlatır kızına. Birlikte de gidicez diye planlar yapar.Bir gün baba hastalanır ağrılarla uyanır. Az bir zaman sonra kızın nişanından 1 gün önce gece fenalaşır. Kız onu hastaneye götürür. Sadece Türk filmlerinde olduğunu sandığı bir olay yaşar. Doktor gelir ve yakınımısınız şöyle oturun der. Kız titreyen bir sesle kötü bişey dimi der. Doktor evet der. Üzgünüm kanser der. Çok ilerlemiş der. Kız düşünür babalar ölmez ki ölemez…Benim babama hiçbişey olmaz bu herhalde bir rüya diye düşünür. Belkide gerçek öyle bir çarpmıştır ki kendini buna inandırmak ister. Ama hemen kendine gelir ve babasına sözcüklerin düğümlenerek çıktığı bir konuşmayla kist olduğunu söyler. Baba inanmaz. Neden ağladın o zaman der. Kız seni böyle serumlarla görünce fena oldum der. Baba gözünün içine bakmak ister kız bakmaz. Çünkü bakamaz. Son kez olmasından korkar. Bir kaç hafta böyle hastanelerde, doktorlarda geçer. Baba tam olarak dillenmez kanserim diye. Sadece hızlı koşan çabuk yorulur der. Bilir ama susar. Sadece ağrıları için isyan eder. Herkes bişey yokmuş gibi üstün bir performans sergiler. Baba bi gece anneye buraya kadarmış seni yalnız bırakıcam der. Kızıma iyi bak der,ağlar. Kız konuşulanları duyar yutkunamaz bile. Kız doktora böbreğini vermeyi teklif eder. Doktor hafif ve çaresiz bir gülümsemeyle kıza mümkün değil bu öyle bişey değil der. Günler geçer ve baba iyice ağarlaşır. Birgün uyur ve ağrı duymaz olur. Hemen hastaneye götürülür. Herkes bilir son kez evden çıkıştır bu. Bi daha dönmeyecektir. Hastanede sadece su içer ve konuşamaz artık. Kız babasının annesinin kollarında komaya girişine şahit olur ve oracığa yığılır. Babaya son kez veda için yanına girer hortumlardan ve makinelerden yanağını öpemez bile. Ellerini öpüp vedalaşır. Bile bile bırakmak çok zordur. O an aklından hala çıkmaz. Avuçlarımdan kaydı derler ya öyle işte…Sonra üzeri örtülü çıktı baba oradan. Kız son kez canlıyken öpemediği yanakları orada öptü ve babaya veda için onun gidişini izledi.Sığmadı yüreği hiçbir yere. Ağlayamadı ilaçlardan. Dondu kaldı. Herkes ağla dedi ama kız ağlayamadı bir süre. Sadece yutkunmaya çalışıyordu.Bitmişti umutları, bitmişti yüreği…Yorulmuştu,ağır gelmişti ama sustu.O sustu beyni konuştu, o sustu yüreği konuştu. Babası sonsuza dek sustu kızın kulaklarında hep babasının sesi vardı. Kızın bir oğlu oldu kız oğluna deden olsaydı ne çok severdi seni diye fısıldamaya başladı…Tıpkı babasının dediği gibi…Hayat keşkelerle geçiyor kız için. Belki artık bir tarafı eksik kızın ama tam da babasının hayal ettiği gibi evinde çok mutlu. Kızın içi rahat kalbi buruk. Ama oğlu var artık bazen babasına çok benzettiği bir oğlu var. Bir canı gitti, bir canı geldi kızın…




Babacığım keşke yanımda olsaydın ve bizi hiç bırakmasaydın…Seni çok özlüyorum ve bizden ayrıldığın gün olan 13 mart gelsin istemiyorum. Bu sene 3 yıl bitti sen gideli. Kızın hala yasta. Hiç geçmiyor acın, hiç hafiflemiyor, küllenmiyor. Hepsi yalan. Ateş düştüğü yeri yakıyor….57 yaşında çok gençtin. Hep derdin ki “genç öl cesedin yakışıklı olsun”…J Sonra da gülerdin. Sen hiç yaşlanmadın, hiç beyaz saçın olmadı. Zaten korkardın da yaşlanmaktan…Huzur içinde uyu babacığım…Söylenecek o kadar çok şey var ki hepsi birbirine girdi…Sözcükler sen sözkonusu olduğunda kifayetsiz kalıyor. Çünkü sana karşı olan sevgimin tutkumun bir izahı yok bu hayatta…Babam ve oğlum filminde bir cümle vardı. Baba diyordu ki “babalar ölünce çocukların boğazında hep bir düğüm olarak kalırmış”. Çok ağlamıştım o filmde.:(Gerçekten de 3 yıl geçti ama boğazımdaki düğüm hiç geçmedi, geçmeyecekte…

2 yorum:

Adsız dedi ki...

İnanın göz yaşlarımı tutamadım yazınızı okurken... Ne güzel bir baba kız ilişkisi paylaşmışsınız. Mekanı cennet olsun...

Happy Mixy dedi ki...

tek tesellim güzel anılarım :) tşk ederim.