30 Ekim 2008 Perşembe

bu aralar yokuz!!!

dikkat

Bloggerın kapatılması sonra Canitonun yaramazlıkları ve bir annenin bunalması sonucu bu blog için faydalı olunamaz hale gelindi...

Babamız haftasonu iş seyahatinde olacağından bizde oğlumla gezip tozucaz biraz:))Kafamızı dağıtıcaz, pazar günü babamızın gelmesini beklicez...Blog için biraz malzeme edinicez...Anne Pınar'ın fıtıkları uzun süre bilgisayar başında oturmasına izin verirse blogumuzla ilgilenmeye başlicaz...

Bu arada Tim Seldin in harika çocuk nasıl yetiştirilir? kitabını da bitirmiş olurum herhalde. Bilgi paylaşımı içinde hem yahoo ya hemde buraya yazıcam en kısa zamanda...ama şimdiden bu kitabı almakla çok iyi bişey yaptığımı anladım...

28 Ekim 2008 Salı

yuppiii...

İşte budur!!! :))) Sizler olmadan şu birkaç gün nasıl boş geçti anlatamam. İyi ki varsınız!!!

Sizlerden bir daha haber alamayacağımı düşünüp bunalıma girmiştim:)

22 Ekim 2008 Çarşamba

Cast çekimleri

canom Picnik collage

Üzerlerine tıklarsanız büyütebilirsiniz!

İşte Canitomun katalog fotolarndan örnekler...:)Biliyorsunuz çok zor bir çekim olmuştu.Can uykusuzlukan ölüyordu ve gülmeyi reddetmişti:)

Sonbahar aktivitesi

Picnik collage

Gecikmişte olsa sonbahar yürüyüşümüze çıktık ve montumuzu giyip elimizede köpeğimiz Bobi'yi alıp gezdik biraz...Yağmur yağsın diye bekledik ama yağmadı:(Canito yağmur yağınca dili dönmeyerekte olsa "Anneeee mayuuuumaaaaaaa" diye bağırıyor:) yağmur yağıyor un Canitoca versiyonu:) Sonbahar aktivitesi için çok ilginç bişeyler yapamadık ama en azından buz gibi olmayan ama gri bir havada yaprakların yere düştüğü yollardan yürüdük ve eğlendik:)Yolda Tarçın köpeği gördük ve Canitomu bir güzel yaladı:)Bizimki hala etkisinde taklidini yapıp duruyor:)

18 Ekim 2008 Cumartesi

Canitoca bişeyler...

DSC00157

ördekler mama yemek için hamura saplanmışlar :)

DSC03912

Ördekler cezada :)

DSC03913 

DSC03914

Canın kymetli hemstırı yavaşca kafasını oynatıyo,uyuyo,uyanıyo ve horluyo:)

DSC03915

Buda canitonun arabanın kendi adamı yerine uygun gördüğü farecik:)

13 Ekim 2008 Pazartesi

Ayçekirdekli kurabiye

125 gr tereyağ veya 250 gr margarin

1 yumurta sarısı içine beyazı dışına

1/4 sıvıyağ

1 kahve fincanı sirke

2,5 çorba kaşığı şeker

1 tatlı kaşığı tuz

1 paket kabartma tozu

Aldığı kadar un

veee ayçekirdeği içi

Şimdi arkadaşlar bu malzemelerin hepsini karıştırıp istediğiniz şekli verin. Yağlı pişirme kağıdı üzerine dizin,üzerine yurta akı sürün ve çörek otu veya susam serpin.180 derece fırında 15-20 dk.pişirin.Arzuya bağlı ben birazcıkta mahlep atıyorum içine..

Ayçekirdeği içini ben Migros'tan aldım.Gerçekten çok lezzetli bir 5 çayı kurabiyesi oluyor.Canito'da ayçekirdeklerine bayılıyor...Kurabiye özünde ne tatlı nede tuzlu bir tada sahip....

Afiyet olsun.

Diyet denen virüs...

Bu sefer konumuz DİYET arkadaşlar...İnsanı hasta eden baş laf...

diyet

Uzun bir zamandır kilolarımla başım dertte biliyorsunuz ki!!! Her zaman zayıf olan ben bir anda kendimi bu yağların içinde buldum. Nasıl bir sürüklenmedir bilemiyorum. Sebep; önce yanlış beslenme tarzı sonrasında stres daha sonra hipoglisemi ve hamilelik...Şimdi ise 82 kg ile acaba nasıl baş ederim diye düşünüyorum.

Aslında artık düşünmüyorum düşündüğüm tek şey nasıl motivasyon sağlayabilirim! Hiçbir zaman çok fazla yemek yemedim yalnızca yanlış zamanlarda yanlış şeyler tükettim!!! Bakın burası çok önemli...Benim gibi kilosu olanlar lütfen diyetleri çöpe atın. Diyet listeleri diye bişey yok!!! Sağlıklı beslenme var!!!

Hamilelikten sonra kendi kendime yediklerimden çalarak , öğlen ve akşam yemeklerinde karbonhidratla proteini karıştırmayarak kısa bir sürede 7 kg verdim bir daha da almadım. Şimdi tekrar bu sisteme geri dönücem ve bu hastalıktan bu insanın moralini bozan görüntüden kurtulucam. Hep kendim için bişey yapmalıyım artık diyordum ya işte bedenimi sevmeye başlayarak bu işe başlıyorum.

Geçenlerde gittiğim Alman Hastanesi Prof.Dr.Hüsrev Hatemi bana çok etkilendiğim bişey söyledi. Ben dedim ki "zayıflamam lazım". Hüsrev Hoca dedi ki "zayıflamam lazım yok". "Yerine bu var olan kilolarımın üzerine yeni kilo katmamalıyım var". Düşünce şeklini değiştir önce dedi bana. Zaten bu kilonun üzerine kilo almamak için çabaladığında kilolar yavaş yavaş gidecek dedi. Ben çok etkilendim. Beynimin ne kadar zamandır o şekilde durduğunu düşünüp örümcek ağlarını temizlemem gerektiği geldi aklıma.

Hipoglisemi ilaçlarımı tüm yan etkilerine karşı düzenli almaya çalışıcam. Sabah normal bir kahvaltı yapıp ya da cornflakes yiğip öğlen karbonhidratlı bişey yemek zorunda kalırsam bunu minimum düzeyde almaya çalışıp akşamına kesinlikle bir daha karbonhidratla ilgili bişey almicam.

Bu demek oluyor ki sabah kahvaltısı en önemli öğün. Öğlen yemeği lazım çünkü gün içindeki enerjinin düşmesini önleyecek bir öğün. Akşam yemeği ise sabaha kurt gibi acıkmış olarak kalkmamak için şart. Ayrıca midemizi rahat tutacak, kolay uyumamızı sağlayacak, kendimizi kuş gibi hafif hissetmemizi sağlayacak çoookkk çok hafif bişeyler atıştırararak bitirmeliyiz. Ara öğünler çok gerekli. Çünkü bunlar da ana öğünlere kadar midemizi bastırıp kan şekerimizin gereksiz düşmesini engelleyip vücutta fazla insülin salgılanmasını engelleyip ani ve çok acıkmamızı engellicek. Meyvelerden muz, incir ve üzümü az tüketicez hatta hiç tüketmicez. Şekerle ve hamurla ilgili hiç bişey yok. Cola yok. Belki 1 tane insafsızlık etmiim.:))

İnanın bu sistem çok işe yarıyor. Bir yere gittiğinizde arkadaşınız karşınızda hamburger yerken siz salata kemirirseniz akşamına emin olun gizlice bişeyler yersiniz. O yüzden hamburger yenmesi gerekiyorsa içindeki mayonezi, ketçabı koydurmayın ve patatesi en küçük boy alın. Akşamınada salata ve çorba ile geçin. İşte bütün mesele bu.

Diyetle ilgili çok doktora ve güzellik salonlarına gittim. Elime tutuşturulan her diyetin ilk haftası hep başarızılıkla sonuçlandı. Zaten daha oradan çıkarken o kağıt parçası benim canımı sıkmaya başlardı...

O yüzden diyet listeleri çöpe diyorum kendi adıma...

Neyi yiğip neyi yemememiz gerektiğini herkes biliyor. Herkes kendinin doktoru bence. Ruhen ve bedenen insandır kendini hasta eden ve iyileştiren. Ben bu hipoglisemi yüzünden yüzümün uyuştuğunu ve ellerimin zangır zangır titrediğini biliyorum. Sebepsiz ağlamalar, aşırı sinirlilik...

Ben kendim yapmışım bunu kendime.....BENNN...

Tek iyileştirecek olanda benim. Ben ve iradem.

Korkuyorum aslında bu yazıyı yazarken. Son zamanlarda hiçbir dediğimi yapamaz oldum. Ama burada sizlere içimi dökersem biraz olsun rahatlayacağımı düşündüm. Bu kilolar ya gider ya hasta bir insan olarak kalırım.

Size her hafta güzel haberler yazmayı umuyorum. Her pazartesi kilomu bildiricem. Bakalım neler olacak!!!

Aşağıda benim kaç kilo verdiğimde kaç bedene düşeceğime dair bir liste var :)

88 kg ile 46 beden >>>çok şükür bu kilodan kurtuldum.

80 kg ile 44 beden >>>Şu an bu bedendeyim.

72 kg ile 42 beden

64 kg ile 40 beden

56 kg ile 38 beden

48 kg ile 36 beden >>>Bu bedene inmem kemik yapımdan ve yaşımdan

dolayı artık mümkün değil.

Bu tablo tamamen benim tarafımdan hazırlanmıştır. Herkese göre kilo aralığı değişebilir.

Açılış partisi

DSC00083

Daha önce bahsettiğim Play barn oyun grubunun açılış partisindeydik haftasonu...

DSC00090

Şarkılar söylendi, oyunlar oynandı,top havuzunda topların içine gömmece oynandı, kaydıraktan kayıldı, balondan hayvanlar ve şapkalar yapıldı, gitar çalındı, yoga ve pilates yapıldı...herşey çok güzeldi ama inanın çıktıktan bir süre kadar kafam sepet gbiydi :) ben böyle ses ve gürültü görmedim.sanırım oyun grubu gürültü çıkarmak için bişey :))

 DSC00108

Can kalabalıklardaki yalnızlık olarak eğlendi.Çok fazla aktivitelere katılmadı.Yaşındanmıdır neden bilmem! kenine oyunlar bulup oynamayı tercih etti.Zaten evdede oyalanacak zevk aldığı bişey bulduğunda kimseyi ne duyuyor ne görüyor.Orada kıyamet kopuyodu benimki balon torbasını boşaltmış onları  renklerine göre sınıflandırıyodu :)

DSC00109 DSC00112

neyseki bi abla yetişti ve cana pilates topuyla bişeyler yaptırttı.Sonrada gümmm yere çakıldı canito ama gördüğünüz gibi halindn çok memnundu.

DSC00113 DSC00119 DSC00121 DSC00122 DSC00127

Burada da canitoya yoga yaptırmaya çalışıyordum. Canito kuş gibi uçman gerekiyor derkennnn o kaçmayı tercih etti:)

DSC00129 DSC00130

Ve sonunda Canitoyu haftada 3 gün 3 saat programına yazdırmaktan vazgeçtik. Hafatada 1 gün şimdilik işimizi görür diye karar verdik.

gecikmiş bayram fotoları

DSC00042 DSC00033 DSC00041 DSC00044 DSC00046

10 Ekim 2008 Cuma

Ahh Türkler :)

 HOSTES bir ucakta Pilot aniden hostesleri cagirmis ve demis >


ki:


> Ucak dusmek uzere. tum yolculara atlamalarini soyleyin.


> Su anda deniz uzerindeyiz ve denize cok yakin ucuyorum,


> atlarlarsa kurtulma sanslari var ama atlamazlarsa herkes


> olecek!!!' Tabii boyle bir seyi insanlara yaptirmak cok


> zor.


> Hosteslerden en akillisi dusunmus tasinmis, herkese uygun


> bir dille anlatilirsa ucaktan atlamalari saglanir diye karar


> vermis ve ilk olarak Amerikali kafilenin yanina gitmis:


> '- Sayin yolcularimiz; uzerinde bulundugumuz alan


> Japonlarin arastirma laboratuarlariyla kapli. Eger oraya


> ulasirsaniz tum Japon teknolojisi sirlarini kaparsiniz!'


> Butun Amerikalilar kosarak cikisa gitmis ve atlamis;


> Sonra hostes Ingilizlere yonelmis: ' - Sayin


> yolcularimiz su anda dunyanin en genis ve verimli


> somurgeleri uzerindeyiz; eger hemen el koyarsaniz sonsuz a


> dek sizin olurlar!' Butun Ingilizler hevesle atlamis;


> Sira Fransizlara gelmis. hostes: '- Bayanlar baylar,


> affedersiniz rahatsiz ediyorum; fakat rica etsem ucaktan


> atlar misiniz? simdiden tesekkur ederim' demis


> Fransizlar: 'tabi, mersi!' demis ve sirayla


> atlamislar. !


> Hostes bu kez Almanlara yonelmis: ' - atlayin cabuk


> asagi!' diye bagirmis Alman kafile 'heil' demis


> ve atlamis.


> Veee sira gelmis Turklereee. Hostes yandan yandan


> gulumseyerek ve koltuga hafif dayanarak soyle demis: ' -


> Siz var ya... buradan hayatta atlayamazsiniz !!!!!! '


Biraz önce bir maille geldi ve bayıldım...

Ahh Türkler :)

 HOSTES bir ucakta Pilot aniden hostesleri cagirmis ve demis >


ki:


> Ucak dusmek uzere. tum yolculara atlamalarini soyleyin.


> Su anda deniz uzerindeyiz ve denize cok yakin ucuyorum,


> atlarlarsa kurtulma sanslari var ama atlamazlarsa herkes


> olecek!!!' Tabii boyle bir seyi insanlara yaptirmak cok


> zor.


> Hosteslerden en akillisi dusunmus tasinmis, herkese uygun


> bir dille anlatilirsa ucaktan atlamalari saglanir diye karar


> vermis ve ilk olarak Amerikali kafilenin yanina gitmis:


> '- Sayin yolcularimiz; uzerinde bulundugumuz alan


> Japonlarin arastirma laboratuarlariyla kapli. Eger oraya


> ulasirsaniz tum Japon teknolojisi sirlarini kaparsiniz!'


> Butun Amerikalilar kosarak cikisa gitmis ve atlamis;


> Sonra hostes Ingilizlere yonelmis: ' - Sayin


> yolcularimiz su anda dunyanin en genis ve verimli


> somurgeleri uzerindeyiz; eger hemen el koyarsaniz sonsuz a


> dek sizin olurlar!' Butun Ingilizler hevesle atlamis;


> Sira Fransizlara gelmis. hostes: '- Bayanlar baylar,


> affedersiniz rahatsiz ediyorum; fakat rica etsem ucaktan


> atlar misiniz? simdiden tesekkur ederim' demis


> Fransizlar: 'tabi, mersi!' demis ve sirayla


> atlamislar. !


> Hostes bu kez Almanlara yonelmis: ' - atlayin cabuk


> asagi!' diye bagirmis Alman kafile 'heil' demis


> ve atlamis.


> Veee sira gelmis Turklereee. Hostes yandan yandan


> gulumseyerek ve koltuga hafif dayanarak soyle demis: ' -


> Siz var ya... buradan hayatta atlayamazsiniz !!!!!! '


Biraz önce bir maille geldi ve bayıldım...

kuskus maması

İsmi hiç de hoş olmasa da tadı harikadır kuskusun :)

Dün yine tesadüfen yaptığım bir çorba aslında bu!!

Suyla domates rendesini kaynattım. Bu arada içine 1 gün önceden haşlamış olduğum fazla yeşil mercimek vardı evde onu kattım. Göz kararı kuskus kattım. Zeytinyağ  ve biraz tuz koydum. Pişmeye bıraktım ve sonra unuttum!!!:) suyunu çok çekti bir baktım ıslak mercimekli kuskus pilavı haline gelmiş. Nasılsa makarnayı ,pilavı çok seviyor diye tekrar su katmadan bu şekilde yedirdim.Çorba olarak yedirseydim bu kadar mutlu olmazdı herhalde. Denemenizi tavsiye ederim.Ben bile yedim :)

Çocuk omleti

Can son zamanlarda mucizevi bir şekilde yumurta yemeğe ve 2 tane istemeye başladı. Biberonlu sağlıklı karışımı içmeyi artık bıraktğı için ve normal kalsik kahvaltıyıda yemeği reddettiği için doktorumuzunda izniyle günde 2 yumurta yemeğe başladık ama bunun yanında ekmek dahil hiç bişey yemiyordu. Bu sabah keşfettiğim şey işe yaradı belki sizede yol gösterir...

2 yumurta

üzerine 2 dilim kaşar peynir(seviyorsa beyaz peynirde olabilir)

minik tereyağ

2 dilim ekmeği minik minik doğra

Sonra bunları kısık ateşte karıştırarak omlet gibi pişirin. Can ekmeği ve kaşar peyniri farketmedi her sabah yediğinden sandı ve hepsini yedi.Umarım sizde yedirebilirsiniz. Bugün kendimi iyi hissediyorum çünkü en azından sabah alması gerekenleri aldığını düşünüyorum.

8 Ekim 2008 Çarşamba

İndigo çocuklar

indigococuklar1

Can'ın doğum günü için güzel çocuk şarkıları arıyordum ve D&R da bulduğum bu cd ye herkes bayıldı. Güncel şarkıların çocuklara göre uyarlanmış sözleri ve çocukların söylediği harika şarkılı bir cd!!!

Can çok güzel dans ediyor bu cd ile :) Almanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Bu cd nin devamıda var ama be en çok bundaki şarkıları sevdim.

Şarkılara bakmak için buraya bakın.

Can'ın bana söylediğini düşündüğüm bir şarkının sözleriişte böyle :)

Şarkının adı: YIKILIYO

Görünce annemi dilim tutuldu

Kalbimin atışı babama duyuldu

Hep bana hep bana hep bana kızma

Birazda sen sus bağırma anne

tamam ortalığı dağıttım

üstümü ıslattım

çoook yaramazım

tamam evi ben dağıtım

üstümü kirlettim

çok mu çok yaramazım

Buraları yıkılıyo benden yıkılıyo

Hergün evde çok canım sıkılıyo

Ben kime çektim tahminin yok mu?

Dönde bi bak hadi aynaya doğru :)))

Montessori

975447012X

Bu kitabı bir arkadaşımın evinde buldum. Ona bahsedince bu metodu  dur bakim bende var galiba dedi ama o da bilmiyor kitabın içeriğini halam vermişti sanırım dedi. Hemen aldım tabi :)

Bendeki 3.baskısı ve arkasında yazan fiyat 130.000 lira :))

baya pahalıymış yani :)

Aşk işte...:)

Soguk bir kis
Aksami, MacDonalds'in
Kapisindan
Iceri yasli bir
Amcayla teyze
Girmisler, bir masaya
Oturmuslar.
Derken amca,
Kasaya gidip 1
Hamburger, 1 buyuk boy
Patates ve bir

Buyuk Cola almis.

Elinde tepsiyle
Masaya donmus,
Hamburgeri ikiye

Bolerek yarisini
Teyzenin onune koymus, sonra
Butun
Patatesleri tek
Tek sayarak onlarin DA
Yarisini teyzeye
Vermis, sonra Cola
Kutusunu DA
Ortaya koymus,
Once bir
Yudum
Kendisi iciyor sonra
DA teyze bir
Yudum aliyormus.

Herkes 'NE
Tatlilar, iki tonton
Buraya gelmisler,
Bir kisilik

Yemegi ikisi
Yiyorlar zavalliciklar'
Diye onlari
Izliyormus.
Derken bir de bakmislar
Ki teyzenin
Onunde
Hamburgerle,
Patatesler
Oldugu
Gibi duruyor,
Kocasinin afiyetle
Yemek yiyisini
Seyrediyor,
Arada bir de
Cola'dan bir yudum
Aliyormus. Sonunda
Orda
Calisanlardan
Biri dayanamamis,
Yanlarina gitmis;

'affedersiniz,
Ben sizi izlemekten
Kendimi alamadim
Lutfen izin

Verin size bir menu
Kendim ismarlayayim.'

Yasli amca;
'tesekkur ederiz AMA biz
Halimizden
Memnunuz. 60
Yildir evliyiz
Ve herseyimizi iste
Boyle
Paylasiriz
Demis. Bunun
Uzerine genc
Adam teyzeye donmus;
'peki
AMA

Teyzecigim, siz neden
Hamburgerinizi,
Patateslerinizi
Yemiyorsunuz, neyi
Bekliyorsunuz?..'
Yasli teyze yanit vermis;

'disleri!..'

 

Koptum arkadaşlar :))

Hala sizinleyse!! !


1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı. Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz.
2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti. Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz.
3 yasınızdayken size özenle yemekler hazırladı. Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.
4 yaşınızdayken elinize rengârenk kalemler tutuşturdu. Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz.
5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.
6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü. Sokaklarda 'GITMIYCEEEEEEEM' diye ağlayarak teşekkür ettiniz.
7 yaşınızdayken size bir top hediye etti. Komşunun camini kırarak teşekkür ettiniz.
9 yaşınızdayken size dualar öğretti, siz her seferinde unutarak teşekkür ettiniz.
11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü 'Sen bizimle oturma' diyerek teşekkür ettiniz.
12 yaşınızdayken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi. O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz.
19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampusa götürdü ve eşyalarınızı taşıdı.
Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz.
21 yaşınızdayken iş hayati ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi. 'Ben senin gibi olmayacağım' diyerek teşekkür ettiniz.
22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı. Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz.
25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için hem mutlu oldu hem çok duygulandı. Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.
30 yaşınızdayken bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi. 'Artik bu ilkel yöntemleri bırak' diyerek teşekkür ettiniz.
40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı. 'Anne işim başımdan aşkın' diyerek teşekkür ettiniz.
50 yaşınızdayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu.
Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz.
Derken bir gün..... o öldü.
O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi duştu....
VE BİR HİKAYE:
'Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı.
Telefondaki ses annesine aitti.
Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti?
Annesi 'nasılsın oğlum iyi misin?' diye sordu.
Oğlu şaşkın bir ifadeyle 'iyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi
misiniz?' dedi.
Annesi 'biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim' dedi.
Oğlu da 'anne bunun için mi aradın saat sabahın üçbuçuğu yarında
konuşabilirdik' diyince annesi de 'rahatsız mı ettim oğlum?' dedi.
Oğlu 'evet anne rahatsız ettin' diyince annesi
'30 sene önce sen de beni bu
saatte rahatsız etmiştin, doğum günün kutlu olsun'

 

NASIL  AMA ??? :)

7 Ekim 2008 Salı

Arnica krem

Morluk, incinme ve ezilme gibi yaralanmalar sonrası kullanılabilecek harika bir krem. Hızlı bir şekilde sorunlu bölgeyi tedavi edebiliyor. Özellikle küçük çocukların düşme, kafalarını bir yere vurmaları sonucu oluşan yada oluşabilecek morluklar için ideal bence. Bitkisel bir ürün.Yine bir arkadaş vasıtasıyla öğrendim bu kremi ve doktor tavsiyesiyle almış.

1064_ARNICA

Ayrıntılar için buraya bakın.

BUCCOTHERM Diş ve Ağız Bakım Spreyi


Arkadaşlar bu spreyi bir arkadaşımın çocuk doktoru tavsiye etmiş. Oğluna kullanıyormuş. Sizi bilmem ama Can dişlerini fırçalamaktansa fırçayla dilini temizlemeyi tercih ediyor. Bende dişleri çürüyecek diye korkuyorum. Her eczanede bulunmuyor ama getirtebiliyorsunuz ayrıca buradan da sipariş verebiliyorsunuz.

 

BUCCO THERM Diş ve Ağız Bakım Spreyi günlük ağız hijeninin sağlanmasında mükemmeldir. Kaynak suyundaki mineral tuzlar ağız florasına uygundur ve iltihaplı mukoza membranları üzerinde etkilidir. Zayıf dokularda rahatça etki gösterir. Spreyin bazik pH'sı (pH=8) asit atakları sonucu oluşan demineralizasyonu önler ve oksijen anti-bakteriyel etkiye sahiptir.

Diş Aralarını temizler Diş etlerini canlandırır

mercimek pişirelim :)

MERCİMEK: Lifli ve bol proteinli bir besin olan mercimek başta B vitamini ve demir olmak üzere kalsiyum, manganez, sodyum, bakır, çinko ve fosfor mineralleri açısından da zengindir.

resim

Mercimeğin Faydaları: Besin değeri oldukça yüksek olan mercimek vücuda ve zihne güç verir. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Gözlere de yararlıdır. Mercimeğin kalori değeri de yüksektir. Enerji verir ve yorgunluğu giderir. Kansızlara faydalıdır. Anne sütünü attırır. Kandaki kolesterol oranını düşürür ve kan akışını hızlandırır. Kalp ve damar hastalıkları ile şeker hastalığından korunmaya yardımcı olur. Kalp krizi riskini azaltır. Bağırsakları çalıştırarak vücuttaki zararlı maddelerin uzaklaştırılmasını kolaylaştırır ve kabızlığı giderir.

Mercimek Nasıl Kullanılır? Mercimek genellikle çorbası yapılarak tüketilir. Ayrıca yemeklere de katılır. Mercimek kaynatılıp suyu içilirse göğüs ağrılarını hafifletir ve öksürüğü keser.

 

Ben mercimek yemeğine bayılırım. Bugün oğluma mercimek pişirdiğimden faydalarını sizlerle de paylaşmak istedim. Et yemeyen çocuklar için birebirdir.

Yanına da tavada 2 yumurtayı şöyle bir karıştırın üzerine az haşladığınız patatesleri rendeleyin ve tavaya az tereyağ koyup ağzını kapatarak biraz pişirin.

Veeeee afiyet olsun.

6 Ekim 2008 Pazartesi

Hipoglisemi

Çekmek zorunda olduğum bu hastalıktan kurtulacağım günü iple çekiyorum:(  yaşam kalitemi düşüren günde 2 ilaç kullanmak zorunda kaldığım, ilaçların yan etkilerinden zaman zaman bunalıp ilaçları içmediğimden kısır bir döngü içine düştüğüm bu hastalıktan korunun derim:(

 

Bir diyabetli olarak günlük yaşamınızı sağlıklı ve aktif bir şekilde sürdürebilmeniz için kan şekeri düzeyinizin normal sınırlarda olması gerekir. Kan şekerinizdeki yükselme hiperglisemi, düşme ise hipoglisemi ya da kısaca 'hipo' denilen olumsuz sonuçlara neden olur. 'Hipo', hiperglisemiye göre çok daha hızlı gelişen ve insan beynini daha fazla etkileyen bir durumdur. Acilen önlenmesi ve ortadan kaldırılması gerekir. Sizin ve yakınlarınızın 'hipo' konusunda bilgili ve hazırlıklı olması beklenmedik süprizlerle karşılaşmanızı önleyecektir.

'Hipo' nedir?

Vücudunuzun işleyişini normal bir şekilde sürdürebilmesi için kan şekeri seviyenizin 60 - 120 mg / dL civarında veya doktorunuzun sizin için uygun gördüğü düzeyde olması gerekir. Kan şekeriniz 60 mg / dL'nin altına düştüğünde dikkatli olmanız gereken bir sürece girmişsiniz demektir. Bir 'hipo' durumuyla karşılaşabilirsiniz.

'Hipo' genellikle kendini aşağıdaki belirtilerle gösterir:

    Aşırı terleme Solgunluk Dudakların karıncalanması Konuşmanın bozulması Kişilik değişikliği, sinirlilik Kasılma ve titreme Açlık hissi Baygınlık, titreme Başağrısı Kalp çarpıntısı Bulanık görme Dalgınlık Baş dönmesi, şuur bulanıklığı Konsantrasyon kaybı Saldırgan davranışlar Bu belirtiler günün herhangi bir saatinde görülebilir. Hatta geceyarısı kabus görerek uyanmak bile hipogliseminin bir belirtisi olabilir. hipoglisemi merkezi sinir sisteminin otonom sinir sistemi denen bölümünü uyarır. Otonom sinir sistemi vücudumuzun biz düşünmek zorunda kalmadan yaptığı pek çok işlevi düzenler; örneğin kan damarlarının açılıp kapanması, kalp atış hızı, solunum kontrolü gibi. Hipogliseminin bazı belirtileri ise beynin uzun süre düşük kan şekeri ile karşı karşıya kalması sonucu ortaya çıkar. Bunlar sinirlilik, öfke, üzüntü, koordinasyon bozukluğu, bulanık görmedir. Bazı durumlarda arkadaşınızla tartıştığınız için mi yoksa hipoglisemiden dolayı mı sinirli olduğunuzu anlamayabilirsiniz. En iyisi kan şekerinizi ölçmenizdir. eczanelerde satılan glukoz tabletleri de güvenle kullanılabilir. 2-5 adet glukoz tableti sizi kısa sürede hipoglisemiden çıkaracaktır. Şekeri aldıktan 15 dakika sonra tekrar kan şekerinizi ölçmelisiniz. Kan şekeri hala düşükse aynı dozda şekeri tekrar almalısınız.

'Hipo' yaşamanız diyabetinizin kontrolünün tamamen bozulduğu anlamını taşımaz. Eğer 'hipo' yaşıyorsanız kendinize şu soruları sorunuz.

    Öğün atladım mı? Öğünü geciktirdim mi? Önceki öğüne nazaran son öğünde daha az mı yedim? Son saatlerde aktivitemde artış var mıydı? Fazladan karbonhidrat almadan, alışılmışın dışında egzersiz yapmak. Bunlar, futbol gibi yorucu egzersizler kadar ev işleri, araba yıkamak veya dans etmek gibi daha hafif aktiviteler de olabilir. Aşırı sıcak hava bile 'hipo' ya yol açabilir.

'Hipo' nun tedavisi nasıldır?

'Hipo' nun tedavisi oldukça basittir. Önemli olan, belirtileri zamanında farkedebilmektir. Kan şekeri ölçüm sonuçlarınız 50 - 60 mg / dL'den veya doktorunuzun belirlemiş olduğu değerden daha düşükse bir miktar şekerli gıda almanız gerekir. Bunlar 2 - 3 adet kesme şeker veya 1 büyük çay bardağı meyva suyu yada limonata olabilir. Yaklaşık 15 dakika içinde kendinizi daha iyi hissetmeye başlayacaksınız.

Eğer, 15 dakika içinde kan şekeri düzeyiniz hala yükselmemişse, bu şekerli gıdaları tekrar alınız. Kan şekeri düzeyinize ilişkin şikayetleriniz yine sürüyorsa doktorunuza veya yakındaki bir hastaneye başvurunuz.

Hafif 'hipo' belirtilerinizi hemen tedavi etmezseniz, beyninizin normal çalışması için gereken miktarda şeker kanınızda bulunmadığı için çevrenizdeki insanların da dikkat edebileceği belirtiler oluşmaya başlayabilir. Bu tür belirtiler sinirlilik, kişilik değişikliği, saldırgan davranışlar, dalgınlık olabilir. Bu evrede kendinizi oldukça hasta hissedebilirsiniz.

Bazen, kan şekeri düzeyinizdeki düşüş, farketmenize imkan tanımayacak kadar kısa bir süre içinde gelişebilir. Kendinizden geçebilir veya konuşamayacak duruma gelebilirsiniz. Bu durumda, çevrenizdekilerin yardımı gerekecektir.

Yakınlarınız sizdeki 'hipo' belirtilerini tanımayı öğrenmelidir. Özellikle solgunluk, davranış değişiklikleri, dalgınlık, terleme onların kolayca farkedebilecekleri 'hipo' belirtileridir.

 

mısır

    Mısır lifli bir besindir. Bu yüzden kan şekerinin daha dengeli yükselmesini sağlar ve kabızlığı önler, alınan posa miktarı artıkça koroner kalp hastalığı riski de azalır. İçerdiği yüksek karbonhidrat miktarı sayesinde da enerjinize enerji katar. Mısırda protein, kalsiyum, demir , fosfor, A ve B2 vitaminleri bulunur.

      Mısır taneleri doymamış yağ asitleri, nişasta ve A vitamini açısından zengindir. Doymamış yağ, kandaki kolesterol düzeyinin kontrol edilmesine yardımcı olduğu için kalp ve damar sağlığına faydalıdır. A vitamini ise gözler, kemikler, diş ve böbrekler için gerekli bir vitamindir. Sağlık sektöründe ise mısır nişastası, ilaç yapımı ve C vitamini üretiminde kullanılır.

      misir

      5 Ekim 2008 Pazar

      Doğum günü menüsü


      Bir gün önceden Canito'nun tüm yıldırma çalışmalarına rağmen hazırlık yapmaya çalıştım.Çubuklu kurabiye denemek istemiştim.Köpek şeklinde kurabiyeler pişirdim.Şekilleri güzel ve lezzetleri süperdi.Artık favori kurabiyem olur bu benim.Can'da bayıldı.Onları saplayacak bişey bulmak biraz canımı sıktı ama sonunda elmaya folyo sarıp cam birşeyin içine oturttum:)Bu arada birde şeker hamuru macerası atlattım:(( Çok fenaydı :))Bunun üzerine araştırma yapmam lazım...Her yiğidin harcı değilmiş:))
      Canito bonibona bayıldığı için aynı tarifin kakaosuz olanını yapıp üzerine bonibon koydum.Bu arada kakaolusu daha lezzetliydi.:)
      Yine aynı kakaolu tariften koala ve inekli kurabiyeler yaptım.
      Doğranmış yeşil zeytinli mini poğaçalar harika oldu.Bu da favorilerim arasına girdi.Aslında poğaçadan ziyade pastanelerde satılan tuzlu kurabiyelere benzedi.
      Görümcem Arzu muhteşem kısırından getirdi.
      Çocukların yiğebileceği şeylerden yapmaya çalıştım genelde o yüzden doyurucu olması açısından patates topları hazırladım tereyağ ve kuş üzümü koydum.Bunu ben uydurdum ve herkes çok beğendi.Patatesin içinde hafif bi tatlımsı tat olunca çocuklar sevdi.
      Elmalı cevizli muffinler pişirdim.Üzerlerine damla çikolata koydum.
      Yine besleyici olsun diye mercimekli arpa şehriye yaptım.içine yoğurt koydum.
      Büyükbabaannenin getirmiş olduğu zeytinyağlı dolmaları unutmamak lazım.
      Birde fotoğrafını çekmeyi unuttuğum kıymalı ve peynirli mini karnıyarık börekçikler yaptım :)
      Menümüz bu kadardı.Açıkçası yoruldum.Ama oğlum mutlu olduğu için herşeye değerdi.
      Tariflerin linklerini daha sonra koyucam.Sonra görüşmek üzere...
      Canito için tıklayın.
      Posted by Picasa

      Doğum günü kolaj 2

      Posted by Picasa

      Doğum günü kolaj 1

      Posted by Picasa

      Pastam

      DSC_0215

      Pastamızı pastacırapunsel hazırladı.Can neleri seviyorsa pastamızı ona göre hazırladı.Kedi-köpek-arabalar,tren ve babamıza sürprizimiz olan cimbom formalı Canito vardı pastanın üzerinde...Birde Canito iyi birisidir yazıyordu :)(((aramızda!!!)))

      DSC_0216

      Mumlu treni ben aldım Can bayıldı!!!

      DSC03869

      Bu arada ben pastanın fotoğrafını çekmeye çalışana kadar Canitom pastanın üzerindeki arabaları söküp aldı :)) o yüzden arabalar nerede demeyin :)

      DSC03872

      Pastanın lezzeti de çok güzeldi herkes çok beğendi çok teşekkür ederiz Didem Hanım :)

      DSC03873

      Doğum günü menüsü için Pınarca ya bakın.

      3 Ekim 2008 Cuma

      dOĞUM GÜNÜ cANI

      DSC03756 DSC03757 DSC03783 DSC03802 DSC03818

      AYRINTILAR SONRA GELECEK ÇÜNKÜ YORGUNLUKTAN ÖLÜYORUM :))

      2.yaş bitti!Hoşgeldin 3.yaş:)

      1008749uhdieri621

      Benim o minik oğlum büyümüş ve 2 yaşınıda bitirmiş...Günler geçiyor sen büyüyorsun annecim, ama şöyle bir gerçek var ki sen büyüdükçe bende büyüyorum :(   :)

      Hayatın sana hep güzel şeyler vermesini diliyorum oğlum.

      Huzurlu, mutlu,aşkla,sağlıkla dolu bir hayatının olması için canımı veririm sana...

      Sen herşeyden önemlisin...Nice yaşlarını görelim hep beraber inşallah...

      Umarım hayatının en güzel anlarında hep yanında olabilirim! Sana destek olup kaçıp ağlayabileceğin omzumu istediğin an sana sunabilirim. Allah'ımdan en çok istediğim bu...

      Sen bizim için en büyük AŞK sın...Sen bizim bitanemizsin...Büyük ihtimallede 1 tane olarak kalacaksın:)

      İYİ Kİ DOĞDUNNNNN CANİTOOOOOOOOO....................

      1216718ml9ma5p3t2

      NOT:

      Doğum günüm evde aile arasında olacak ama arkadaşlarım olmadan olmazzz...oĞULCAN ve mİNA yanımda olacak ve tabiki de fındık kurdu kuzenim NAZ da :)) Sürpriz konuklarımız olur mu bilmem bunu öğrenmek için 3 ekim cuma akşamını beklemek durumundayım :))

      Doğum günü postlarında buluşmak üzere...

      CAN