30 Kasım 2008 Pazar

Yatak keyfi

DSC04340 DSC04341 DSC04342

Yatağımızın kenarlarını çıkarttıktan beri yatak koltuk gibi kullanılır oldu. Üzerinde bişeyler atıştırılıyor, tv izleniyor, oyun oynanıyor vs. ...Her zaman darmadağın :))

oyun merkezi ve hain diş

DSC04335 DSC04336 DSC04338

Canitom bu sefer daha çok çocuk olan bir oyun merkezine gitti ve sanırım bu onun için daha faydalı oldu. Kimseye sert davranmadı sadece bir ara bir kalem kavgası yaşandı ama onda da zarar verici her hangi bir durum gelişmedi. Sanırım minnoşum büyüyor artık...Çok güzel oynadı sonra ona o çok sevdiği jelibonlardan aldık yoksa başka türlü çıkaramazdık onu oradan.Yerken ağzını göstererek acıdığını söyledi ve şekerleri yemedi. Ağzını açtırıp baktım ve o bizi haftalardır uyutmayan bütün düzenimizi bozan en arkalar son 2 dişimizin kalan 2 parçası daha yüzeye yaklaşmış ve etini yarmak üzere...jelibonuda üzerine basınca çok canı yanmış.Eve geldikten sonra 20:30 civarı yatan Canitom şuan saat gece 00:57 yi gösterdiği saatlerde mucize bir şekilde uyumasına devam ediyor.Sanırım bu dişler eti yarana kadar hırpalıyor çocukları...Hem çok tedirginim acaba kalkarmı yine diye ama bir yandanda rahatladı ki uyuyor diye seviniyorum.yarın ki uyku düzenimizden anlaşılır sanırım.Bugün ağzına lokma koymadı desem yeridir.Aç uyudu ...:(

hava güzel, orman harika

DSC04294 DSC04297

DSC04300 DSC04304

DSC04309 DSC04310 DSC04312

Havayı güzel görünce kendimizi sokağa attık ve bu hava en güzel ormanda içimize çekilir dedik ve o rengarenk yeşilliklere gittik...Çok güzeldi...2 sevgilimde yanımda hava güzel, sağlık var süper bir gündü:) Canitom havuza elini soktu ve havuza düşmüş yaprakları elledi biraz.Sonra ayağınıda sokmaya çalışınca müdahale ettik tabi:))

Yine bir kedicikle karşılaştık ki bu son zamanlarda çok sık oluyor...Oynadık durduk onunla konuştuk,çağırdık ve bir sürü laf saydık...Kedilere bayılıyoruz...

Birazcık parkta oynadık ama çok çamurluydu ve miyavla kandırıp oradan çıktık.Sonra Canitom yeterince kurtlarını dökemediği için onu oyun merkezine götürdük.Fotolar bir sonraki postta...

28 Kasım 2008 Cuma

Evdeki Can'lı bombam

"Her alt değiştirme Canito'nun firar etmesiyle sonuçlanır.Sonra anne Canito'yu kandırmaya çalışırken fenalık geçirir ve biraz sakinleşmek için yanından uzaklaşır.10 sn.sonra Canito gelir "anne dişşş" der.(çiş)Elimden tutar nereye çiş yapmışsa gösterir.Son çiş yeri koltuk buarada.Sonra elimi yada bulduğu bir uzvumu sever.

images

"Anne Canito'ya kızar ve gözgöze gelmemek için başka odaya geçer.Canito ortada bulunan çubuk krakerleri yere döküp ayaklarıyla un haline getirir.Anne sessizlikten şüphelenir ve bakmaya gider.Gördüğü manzara karşısında kara bahtım kör talihim diye düşünüp çığlık atmanın bir faydasının olmayacağını anlar ve şarjlı süpürge ile odaya girişir.

"Yukarıdaki durumun versiyonları şöyle gelişir;

Anne mutfaktadır yemek yapıyordur.Canito rahat durmaz anne onu odasına kovalar.Canito tekrar gelir namnamiya ister anne hemen soyup verir arkasını döner.Sonra tekrar arkasını döner canitoyu çoraplarıyla mandalinayı çiğner vaziyette bulur.

Anne yine taciz edilir ve Canitoya küser Canito odasına gider meyve suyunu TV ekranından aşağı,yerlere ve halıya doğru döker ve elleriyle sanatsal çalışmalar yapmaktadır.Anne delirir yatağa çık çabuk diye böğürür.Arap sabunu ve bezle selamlaşır.

"Fırsat bulduğunda Canito tuvalete girer ellerini klozete sokup çalkalar.Yada tuvalet kağıtlarını klozete atıp sifona 3-4 kez üst üste basmak ister ve basar.Sifon en sonunda takılır.

"Mutfakta minik buzdolabı faresi Canito kafayı sokmuş içeriyi izlemektedir.Anne arkasını bir döner buzdolabı faresinin elinde kendinden büyük bir tencere "anne yap " der yani ısıt.

 

Devamı emin olun olacak!!!Bizi izlemeye devam edin.

 

Buradan çıkacak ders ise;

Siz siz olun çocuğunuz oyun ve ilgi beklerken başka şeylerle uğraşmayın, bırakın yemek olmasın,bırakın ev dağınık kalsın :)

Ve sesinizi yükseltip otorite yapmaya çalışmayın!bırakın sabrınız içinize taşsın:)

24 Kasım 2008 Pazartesi

istediğim yerde uyurum

DSC00233dfghj

Can 3 aylıktan beri odasında ve bana ihtiyaç duymadan uyuyan bir bebekti. Yatağın korkuluklarını çıkardığımızdan beri gece uyandığında tottum  anne tottum(korktum) diyerek yanımıza geliyor. Bizde açıkçası bu duruma hasret olduğumuzdan asla hayır demedik. Onunla uyumak muhteşem bişey. Uyurken dönüp sarılması, sokulması, nefesi insanı uykusundan ediyor.Çünkü onu izlemekten onu sevmekten uykuya geçemiyorum. Sabaha kadar karnımıza, sırtımıza yediğimiz tekmeler baya sıkıda olsa onla uyumak için katlanıyoruz. Ben çocuğun anne babayla uyumasına karşı değilim. Bence çocuk içinde çok keyifli ve güvenli bişey. İleride sorun olabilir falan diyorlar ama bunun çocuktan çocuğa değişebileceğini düşünüyorum. Şansımıza artık.:) Bu günler bir daha geri gelmeyecek. Büyüdüğünde zaten onunla yatamicaz artık. O yüzden çocuğuda kendimizide bu zevkten mahrum etmek istemiyorum.Çokta kendi yatağından kopmasın diye bazen yanımızda uyutup odasına götürüyorum o kendi sabaha karşı yanımıza geliyor.Öğlen uykusunada artık kucağımda dalmak istiyor.Biraz zor oluyor 14 kg yu tutmak ama uyuduğunda yatağına koyuyorum.Fotoğrafta babamızı teşhir etmemek adına mozaikledik ama Canito ve köpeğinin keyfi yerinde görünüyor:))Kafasını bizim yastığımıza koymasına bayılıyorum.Bir yastıkta kocuyoruz işte :)

22 Kasım 2008 Cumartesi

Annesinin bebeği o

DSC04285wwww

Can son haftalarda büyüme işini baya bir ilerletti :) Ondan hiç duymadığım kelimeleri duymaya başladım. Oyuncaklarını getirip anne düdelt(düzelt) diyor. Anne üttüne diydii(üstüne giydi) gibi benim yaptığım şeyleri cümleleştirmeye çalışıyor.Bu çok hoşuma gitmeye başladı.Onun öğrenmek ve konuşmak için harcağı enerjiye hayran kalıyorum...Şimdi ona öğrettim sen benim neyimsin? diyorum.Annemin bebeyim(bebeğiyim) diyor.Babamın olummm(oğluyum) diyor.Anne anane miyam emmek attık.dedi şok oldum.Anneannesiyle kedilere ekmek atmışlar:))Daha bunun gibi konuşma çabaları var tabi.Bazı harflerde sorunumuz var ama sanırım zamanla düzelecek.Muz a Muf diyor mesela... pedagogumuz masal cd si dinletmemi önerdi.Görsel şeylere takılıp dinlemeyebilir ama o oynarken masal arka fonda olursa emin olun ki onu dinler dedi.Bakalım şimdilik deniyoruz:)

Birde en hoşuma giden şey 2 yaşında olupta merhameti nerden öğrendiği:)Küçük hayvanları eline aldığında bana getirip cılız bir ses ve yüzde gözler kısılmış ve hafif bir gülümsemeyle anneeeeee hımmmmmm.....ııııııı.......dijiiii(cici)gibi sözler söyleyip o bit kadar hayvana sarılmaya çalışıyor...görüntü muhteşem zaten öyle yapınca kendimi tutamayıp saldırıp öpüyorum iyice...

Bana da arkadaşlarımın ki gibi melek annem falan dediğini düşünemiyorummm...paralarım herhalde :))onun ağzından böyle bişey duymak  hiçbişeyle karşılaştırılmaz bile...

 

Canitodan inciler...

mokomo-limonata

koko-çikolata

dociş-sosis

döpdo-diş fırçası

namnamiya-mandalina

ağzımız öyle bir alıştıki bizde namnamiya demeğe başladık:)

akam-ayakkabım

namimimek-tamirci manny

hillo-hello

babay-baybay vs.....

19 Kasım 2008 Çarşamba

HANDY MANNY

Can'la evde handy manny(tAMİRCİ MANNY) sürmenajı geçiriyorum :)) Digiturk+plus a kaydettiğim ve kriz anlarında yardımıma koşan manny e sonsuz teşekkürler. Aslına bakarsanız bende Canitoyla beraber zevkle izliyorum.Bu kadar mı keyifli olur bir çizgifilm!!! İçerik zaten tartışmasız harika...Bazı kelimeler ingilizce ve şarkılarıda çok şirin.her bölüm aşağıda da anlatıldığı gibi yeni maceralar yeni dersler yeni tamirlerle geçiyor.Çooookkk ciciiiiiii.....

handy-manny

 

“Handy Manny” adlı okul öncesi dizide, çocuklara hayatın zorluklarına karşı hazırlanma, sorunlarla başa çıkma ve insan ilişkileri konuları eğlenceli bir dille anlatılıyor.

Dizide, çalışkan işçi Manny Garcia, konuşan aletleri ile komşularının tamiratlarına yardım ediyor. “Handy Manny”nin Sheetrock Hills’de geçen her bölümü, Manny’nin komşularından birinin tamirat için kendisiyle iletişime geçmesiyle başlıyor. Her bölümün 11 dakika sürdüğü dizide komşularının isteğine hızla yanıt veren Manny, bir plan çizerek projeyi anlamaya çalışıyor ve çeşitli aletlerin yardımı ile çalışmaya başlıyor.
Henüz okula gitmeyen çocuklar, “Handy Manny”deki hikayeler sayesinde, işbirliği ve yaratıcılığın günlük yaşamda karşılaştıkları sorunlara nasıl yardımcı olduğunu görüyorlar.

17 Kasım 2008 Pazartesi

yaramaz çocuk köşesi

Canitonun biliyorsunuz ki hırçınlıkları vardı. Sonunda bir pedagog'a görünme şansımız oldu. Gittiğimiz yere buradan bakabilirsiniz http://www.dbe.com.tr/Default.aspx.

Can'ın gelişiminin gayet normal olduğunu(zaten biliyorduk)Yalnızca erken ergenlik denilen 2 yaş sendromunu geçirdiğini(zaten tahmin ediyorduk) söyledi.Asıl önemli konu neler yapabileceğimizdi.

İçim çok rahatlamış olarak döndüm bu seanstan. İyiki de gitmişiz.

Öncelikle Can'ın kriz yaptığı durumlar  da kendini yerlere attığında bizim yapacağımız şey ona ağlaman ve bağırman geçtikten sonra konuşalım demek ve onun krizi bitene kadar müdahale etmemek. Krizi bittikten sonra ona güzelce durumu anlatmakmış.(biliyorduk ama bazen sussun diye ne istiyorsa yapıyorduk.)Şimdi daha katı bir tutum takınmam gerektiğini öğrendim.

Bize veya başkasına zarar verdiğinde ona küsmek yani göz temasını kesmek gerekliymiş. Hala yaptığı saldırganlığa devam ederse ondan uzak bir yere gidip onunla ilgilenmiyormuş gibi yapmamız gerekmiş. Arkadaşlarına da bunu yaparsa yani ısırma,vurma,itme,tırmalama gibi...bir süreliğine oradan uzaklaştırılıp yaptığının doğru olmadığı ona defalarca anlatılmalıymış. Bunların hepsini denedim ben ama sanırım işi bozan hem doğru haraketleri yapıp hemde bazen işime geldiği gibi yani sussun diye onun dediğini yapmakmış.

Şöyle bir örnek anlattı doktor çok hoşuma gitti...Canı bir odaya koyalım önüne 10 tane anahtar koyalım.kapıyı açmak için sırayla hepsini dener baktı olmuyor tekme atarak kapıyı açar.Sonra Canı tekrar odaya kapatalım bu sefer o 10 anahtarı asla denemez bile direk tekme atarak kapıyı açar.:)

Ceza konusunda yaptığım bir hata da ben 2 dakikalığına canı yatağına koyardım.Ama orası onun huzur bulduğu,uyuduğu,rahatladığı bir yer ve ben orayı ceza mekanı olarak kullanmışım.Yatağın kenarlarını çıkarmadan önce yatakta daha beter kriz geçiriyordu:(Şimdi özgürce istediğinde yatıyor.

Ceza şöyle olmalıymış.Küçük sandalyesini onun bizi göremeyeceği ama bizim onu kontrol edebileceğimiz bir yere koyup yanınada çın çın yapan mutfak saatlerinden koyup 2 dakikaya ayarlacakmışız.yaşı kadar dakika cezası bu.Bu yerin adıda yaramaz çocuk köşesi olacakmış.ona burada ben sana söyleyene kadar saat çalana kadar oturacaksın ve bekleyeceksin diyecemişiz.Ama kararlı ve biraz sert bir üslupla tabi...kalkarsa tekrar tekrar onu oraya oturtacakmışız.tabi bu cezalar çok gerekmedikçe verilemeyeck.herşeyede ceza verirsek bir süre sonra bununda bir anlamı kalmazmış.cezalısın yerine burada bir süre beklemen gerekiyor dememiz gerekmiş...

gelişim testi

Canı İnternette gördüğüm bir teste soktum. Ücretsiz bir testti ve sonuç olarak Şuanda 2 yaşındaki çocuklarla aynı düzeyde olduğunu yalnız ince motor gelişiminin yaşıtlarına göre daha gelişmiş olduğunu öğrendim.Bunun sebebide Canın kendi işlerini kendinin yapmasına teşvik etmemden kaynaklandığını düşünüyorum.Çokta iyi yapmışım :)

6 ay sonra bu teste tekrar girip gelişimin nasıl devam ettiğini öğreneceğiz.

İnce motor gelişimi ne demektir?

İnce motor becerileri kapsayan kas grupları özellikle istemli göz hareketlerini sağlayan bunun yanı sıra ellerin istemli ve koordineli bir biçimde çalışmasını sağlayan kas gruplarını kapsamaktadır. El-göz koordinasyonu olarak tanımlanan, ellerin ve gözlerin istemli bir hareket doğrultusunda belli bir eşgüdüm içerisinde çalışmasını sağlayan beceriler bu gelişim alanın çok önemli bir yapı taşını oluşturmaktadır.

DENVER GELİŞİM TESTİ nedir?

Çocuklardaki gelişimsel gecikmeyi ve bozukluğu fark etme amacıyla kullanılan gelişim ölçeği ve tarama testidir. 0-6 yaş grubu arasındaki Çocuklara uygulanmaktadır. Bu test, uygulayıcının çocuğun neler yapabildiğini gözlemesi ve bazı maddelerde de ana babanın çocuğuna ilişkin gözlemlerini anlatmaları yoluyla uygulanır.

bende evlenicemmm...

page12 page13

Babamızın kankası olan Serdar amcamızıda evlendirdik sonunda...Onların adetlerinde olan erkek hamamı olayını onlar yaparken biz kızlarda evde yedik,içtik...gelin hanım Işıl için hazırlanmış köşeye Canito oturmazsa olmazdı zaten...

rainforest ve doğum günü

page6

rainforest ta ki filler gerçek gibi olduğu için baya eğlendik.hafiften tırstı ama vazgeçemedi de...içinde boyama keğıdı olan menü ve verilen boya kalemleri rahat bir yemek yememize sebep oldu...tabi filler haraket edip kulaklarını sallamaya başlayınca bizimki tottum tottum (korktum) diye diye onları hayretle izledi.Sonra oradaki büyük çocukların ona kovmalarına karşılık onlarla koştu eğlendi...belıkları izledi..timsah vazgeçilmezimiz zaten...:)

 

page9

anneannesinde kaldığı 5 gün içinde çok eğlenmiş oğlum canitom.anneanneye yaratıcı bir pasta hazırladık ve en sevdiğimiz şey olan mum üfleme kısmını canitom 3 kez tekrar ettirdi bize...

Canitoca

page7

bazen mutfakta benimle birlikte bişeyler yapmak istiyor ve bende tabiki izin veriyorum...bebeklik portbebesinin içine girip oturuyor.komik bir görüntü bence...

Yapraklar ve kedicik

page4

page5

Ağaçlarda kalmış son bir kaç yaprak gördük hemen fotoğrafladık ve bize bu tatlı kediş eşlik etti...Çok oyuncu bişeydi.Can tabi ona ot yedirmeye çalıştıkça kaçıp durdu.Sonra kedilerin ot yemediğini anlattım ona ve oda kendince bir düşünceyle koparttığı otları yerine takmaya çalıştı...çok şeker bi düşünceydi bence...Çılgınlar gibi kedinin peşinden koştu...en sonunda kedide bizi kovaladı tabi ama çok eğlendik...

Canito's mix

page1

page2

page3

tutunu ababa

page11

turuncu arabası oğluma babasından yadigar...kendi boyutunda bir araba olsada Canito bu arabayı çok sevdi...

9 Kasım 2008 Pazar

mÜJDEMİ İSTERİM...

08.11.2008 tarihinde Blogcumuz,dostumuz Başak'ın EfeDeniz'den hemen sonraki Nehir'i abisi gibi acele edip 12:15 'te dünyaya geldi...

Başak'a güle güle büyüt evlatlarını diyorum.

Üstüste bu kadar güzel 2 meleğin annesi oldu.

Çok şanslısın arkadaşım:)

En kısa zamanda haberlerini ve fotoğraflarını bekliyoruz.

Kocaman öpücükler...